21 Mart 2018 Çarşamba

Hoş geldin bahar..!

Şaka maka mart ayı da bitiyor . Ne ara yeni bir aya girdik , ne ara yeni bir bitiyor anlam veremiyorum çok çabuk zaman geçiyor ya :)

Anca vakit buldum bende yazmak için , daha doğrusu yazacaklarımı toparlamak için. Pek fazla giremediğim için yazacaklar birikiyor bu sefer de toparlaması uzun sürüyor :)

 “Hoş geldin bahar “ :)

Yaşasın artık yaz geliyor ve ben çok mutluyum. Her ne kadar tatil gibi bir planım olmasa da yazın daha çok huzurlu oluyorum , mutlu oluyorum kısacası :) Bu sene de bize tatil yok gibi . Bakalım Serhat’ın iş durumuna bağlı. Bir şeyi çok istersen olurmuş ya ben de tatil çok istiyorum , olsun :)

Taşınmayı istedim oldu , telefon istedim oldu , aslında bana kalsa bu şehirden gidip sahil kasabasına yerleşmek çok istiyorum ama kader kısmet bunu da çok isteyeyim Allah hayırlısını versin , en kötü gidemiyorsam farklı şehre , bari tatil yapayım değil mi ya :(


Üniversite sınavına  başvuru yaptım , Ramazan Bayramı’ndan sonra ki hafta sınav var. Yeniden açıköğretime kayıt olacağım ve bu sefer istediğim bölümü seçeceğim. Bari iş yerinde vakit buldukça test çözeyim dedim ama onda da pek fazla vakit bulamıyorum. Kafada eskisi gibi çabuk kavrayamıyor ya , çok dolu anlaşılan :)

Allah utandırmasın diyelim.

La casa de papel

Duydum ki izlemeyeni dövüyorlarmış :) diziyi üç hafta önce bitirdik bile , hatta akşamdan akşama izlememize rağmen 4-5 gün içinde bitti.Ben değil de eşim bittiğine epey üzüldü , bende diyorum ki “ bu kadar çok bölüm art arda izlersek çabucak biter tabi “ diye :) hayır bir de insanı cidden sarıyor , bir bölüm bir bölüm diye diye günde 4-5 bölüm izliyorduk .

İzlemeyen kaldı mı bilinmez , sosyal medyada o kadar çok reklamı oldu ki izlemeyenler bile sırf meraktan başlamıştır diye düşünüyorum. Hala izlemediyseniz cidden tavsiye ederim :)


8 Mart Dünya Kadınlar Günün’de bizim firma tarafından bize hayat ağacı broş hediye ettiler. Anam insan bir şeker ,  bir çikolata ikram etmez mi ? Ama yok nerdeeee :)


Bir değişiklik yapalım dedik ve 11 Mart Pazar günü erken de kalkmıştık , baktım hava da güzel Ümraniye’de ki Aslı Börek’e kahvaltıya gittik. Ben kahvaltı tabağı , Serhat ise su böreği söyledi toplam 35 tl verdik. Hem doyurucu oldu , hem de bir değişiklik yapmış olduk . Gayet de iyi geldi :)


Bunlar da bizim yavru kuşlarımız . Çakıl ve Çiko’nun yavruları yeni almadık yani :)

Mavi olan en büyükleri , mavinin solunda duran 2 numara aralarında 4 gün var , mavinin sağında ki ise 3 numara onla da arasında 1 hafta var. Biz mavi olanı artık bir ayı geçmişti yuvadan ayırdık , salona getirdik ama mutsuz ne ötüyor ne adam akıllı yemek yiyor sonra bu ikisini salona getirdim ay o kadar mutlu oldu ki hemen yanlarına gitti , onlara yem kustu , onları kaşıdı , çok anaç ya ( Bu arada üçü de dişi ) sonra da bir baktım ki böyle uyumuşlar. Maşallah çok tatlı değiller mi ?


Sabahları artık hava erken aydınlanmaya başlıyor. Bende köprüden geçerken bir fotoğraflayım dedim.Şimdiler de daha erken aydınlanmaya başladı bile.

Ohh be ! Valla en azından güne aydınlanmış bir havayla başlamak kadar güzel bir şey var mı ? Bir de ben ilk defa bu sene gördüm bu kadar karardığını evet 2,5 sene önce Kurtköy’e gittiğimde de evden çıktığımda hava karanlıktı ama 7’de aydınlanıyordu şu saatlerin ileri-geri alınmama olayından sonra ilk defa şahit oldum havanın resmen 8’de aydınlandığına. Evde olduğum zamanlar da Serhat’ı işe gönderirdim ama yine de az biraz bir ışık olurdu , insan işin içine girince daha iyi anlıyor valla ve evet sevmiyorum bu karanlık olayını ama yine de akşam çıktığında eskiye göre bir tık daha aydınlık oluyor o zaman güzel oluyor tabii. Kurtköy’deyken sabah karanlıkta evden çıkıyorduk , akşam karanlıkta işten çıkıyorduk insanın psikolojisi bozuluyordu.


Bizim firma’da yemekhane var ve biz burada yemek yiyoruz. Her ayın ilk günü’de bir aylık yemek listesi geliyor.      
      
16 Mart Cuma gününe baktık ki “ Özel gün” yazmışlar ne verecekler acaba diye konuştuk durduk. Bir gün öncesinde yemekhaneye afiş asmışlar , ’ sokak lezzetlerini tatmaya var mısınız ?’ gibisinden. Afişte de hamburger , sosisli ve nohutlu pilav vardı ,  içimden “ bu mudur yani “ dedim. Neyse ertesi gün molaya çıkıyordum bir baktım Pop Corn ve Pamuk şeker arabası gördüm “ öğlen ikram edecekler herhalde “ dedim kendimce. Öğlen gittik , gördüğünüz gibi yemekler dediğim yemeklerdi. Sosisliyi yiyemedim , hamburgeri yedim. Çorbadan iki kaşık almıştım. Biraz da Amerikan salatası yedim. Tatlı çok kurumuştu bir parça yedim sadece ..

 

Yemekhaneden çıktım. Osmanlı şerbeti , patlamış mısır , pamuk şeker , macun veriyorlardı hem de adamlar yöresel giyinmişlerdi : ) Ben patlamış mısır aldım masam da yerim diye , bir de ayak üstü yiyeyim diye macun ama macunu beğenmedim patlamış mısır güzeldi : ) Farklı bir konsept olmuştu anlayacağınız. Ama bir daha çıtayı yükseltmicem ben neler verirler diye düşünürken , yemek biraz hayal kırıklığına uğrattı. Olsun buna da şükür , bunu bulamayanlar da var..!


17 Mart Cumartesi sabah kahvaltısı için Fırında Kremalı Patates yaptım : )

Fatoş teyzem bir gün misafirliğe gittiğimiz de yapmıştı , Serhat çok beğenmişti bende hazır vaktim var deneyeyim dedim ilk kez yaptım ama tuttu. Çokta basit. Bazı yemekleri ben gözümde boşuna büyütüyormuşum : ) Annem bile şaşırıyor bu halime evlenmeden önce bir şey yapmadığım için. Ama elim yatkınmış , Annem’e çekmişim :) Ben yemek yapmayı pek sevmiyorum ama el mahkum yapıyorum ben böyle pratik , farklı ,  börek ,  tatlı türü şeyler yapmayı seviyorum. Mesela evde bakarım bir hafta önceden yufka almışım bir tanesi kalmış bununla pratik ve farklı ne yapabilirim diye internetten bakarım ona göre bir şeyler yaparım. Biri bana kahvaltıya gelse önüne binbir çeşit şey sunarım .

Şimdilik bu kadar :)
Hoşça kalın.

4 yorum:

  1. daldan dala daldan dala :) yıllaaar yıllaaar önce çocuğum olunca adını Çakıl koycam demiştim sevgilime de bana deliymişim gibi bakmıştı :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hadi kedi , köpek , kuşa anlarım da çocuğa Çakıl ismini koymayı düşünmek olay yani 😁yazacaklar birikiyor , iki haftayı anca toparlıyorum . Valla iş yerinde bloga girmek çok güzel bir duyguymuş eski iş yerinde öyleydi . Ama maalesef anca vakit bulunca akşam yazıyorum , planlıyorum sabaha yayınlanıyor . Özlüyorum da buraları ya 😀

      Sil
  2. Tam ilkbahar yazısı olmuş, keyifli daldan dala. Ben de yazı sevenlerdenim, tabii ki tatili de. Uzun süre sonra ilk defa yazı yazmaya zaman ayıranlardan biri de benim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çalışmasam veya iş yerindeki internetim bloga erişim sağlasa her biri için ayrı post yazardım eskiden öyle yapıyordum . Ama buralara zar zor uğradığım için hepsini toparlayıp yazıyorum bu yüzden biraz daldan dala oluyor :) .. umarım yazmaya devam edersiniz .

      Sil

Share